DEVİRLERİN BAKAN ONAYI İLE YAPILMASI
Taraftarı olduğum Beşiktaş’ın milyonların
sevgisini de kazanmış ve büyük sempati duyduğum çarşı grubunun bir kaç sloganı
vardır hepiniz bilirsiniz “Çarşı her şeye karşı! Ve "Evdeki
hesap Çarşıya uymaz".Her zaman bu sloganı akıl dolu ve inançlı bir
slogan olarak gördüm, çarşı grubu bu sloganı sadece kimden gelirse gelsin
yanlışa karşı durmak için kullandı, yanlışı yapana bakmadı sadece yanlışa baktı.
Günümüzde; büyük çoğunlukla mevcut
siyasi iktidarın uygulamaları sebebi ile sapla saman sürekli karıştırılmaya
başlandı, bir nevi devletten yana olmak ile iktidardaki siyasilerden yana olmak
artık aynı kefeye konmaya başlandı.
Yeni yasa tasarısına koyulan “Maden
ruhsatları ve buluculuk hakkı, devredilebilir. Devirler yapılmadan önce arama ve işletme
ruhsatlarının devir edildiği tarihteki ruhsat bedelinin iki katı tutarında
devir bedeli alınır. Devir işlemi Bakan onayı ile gerçekleşir.”
Bu maddeye birçok kesimden itirazlar yükseldi özelliklede Sektörden bunun
bürokrasiyi arttıracağı yönünde itirazlar geldi.
Maden ruhsat devirlerinde Bakan onayının
istenmesi ile yaklaşık 13 yıllık iktidarları boyunca ya fark edemedikleri ya da
bırakın böyle olsun, bir şey olmaz dedikleri bir uygulamanın inanılmaz
sonuçlarının farkına vardılar ve bunu şimdi düzeltelim, iş çığırından çıktı,
yoksa ileride hesabını veremeyiz diyebilecekleri bir yanlışı mı kontrol
etmek istiyorlar emin değilim.
Ruhsatların devir işlemine masum ve basit
bir olay gibi bakmak bana göre saflıktır, Devir bugüne kadar olduğu gibi sadece
ben sattım sen aldın işlemi olmamalı idi, bana göre yapılmak istenilen geç bile
kalınmış bir düzenlemedir (Tabii aynı şeyleri düşünüyorsak; yani “siyaseten”
alınmış bir karar değilse ve bürokrasi gerçekten arttırılmak istenilmiyorsa).
Daha önce “Devir” yaptıranlar bilirler,
bu işin MİGEM de nasıl yapıldığını ama kısa bir hatırlatma ile uygulamaya bakalım;
ruhsatını devir etmek isteyen ruhsat sahibi (veya vekili) ile ruhsatı devir
almak isteyen kişi(veya vekili)basit bir matbu form dilekçeyi imzalayıp MİGEM e
verirler ve süreç başlatılır. Bu süreçte dosya arşivden çekilir, ilgili
birimlere gönderilir ve varsa eksiklikleri (Harç borcu, Devlet Hakkı, Faaliyet Raporu,
İmalat Haritası vs.)tamamlattırılır, gerek duyulması halinde saha tetkik edilir,
ruhsatı devir almak isteyen bir firma ise şeklen Ticaret Sicil Gazetesine
(madencilik faaliyeti yapabilirmi diye)bakılır ve en nihayetinde dosya tekâmül
ettirilir yani devire hazır hale getirilir.
İşin buraya kadar olan tüm
işlemleri personel tarafından yapılır, daha sonra birim yetkilisinin parafı,
ilgili Daire Başkanı ve Genel Müdür Yardımcısı tarafından imzalanarak devir
işlemi tamamlanır ve ruhsatın yeni sahibi sicil kayıtlarına işlenir.
Devirler için uygulanan (MİGEM bu
noktada yok)bir farklı yol daha vardır, eğer ruhsatı devreden bir firma ise
şirketin hisselerini (bazen %100 hissesini) satın alarak da bir şekilde bu
ruhsatın(veya ruhsatların) işletim hakkına sahip olabilirsiniz, hatta daha
sonra şirketinizi bir başka şirket ile ortak yapabilirsiniz daha önce ve/veya daha
sonra isterseniz şirketinizin adını değiştirebilirsiniz (her çeşit uygulaması
vardı) daha sonra yapılması gereken tek şey MİGEM e yeni Ticaret Sicil
Gazetesini getirmektir. Şirketinizin adı değişti ise Ruhsatlarınızda isim
değişikliği yapılır, kısacası MİGEM dışında gelişen işlemlerin sonucu MİGEM de
tamamlanır.
Her şey yasal, bunda kötü ne var, bu işler
için Bakana ne gerek var, var arkadaşlar var” hem Bakana hem de Bakıp ta
görenlere ihtiyaç var”.
Şimdi biraz geriye gidelim ve önce MİGEM
de işlem gören İşletme Ruhsatlı sahalar için verilmiş İşletme projelerine bakalım,
genel olarak metal madenlerinde cevherin ham olarak yurtiçi/yurtdışı piyasaya
satılacağı, mermerde ise yine yurtiçi/yurtdışı piyasaya çoğunlukla blok olarak
ve/veya kısmende işlenmiş olarak satılacağı belirtilir. Bu noktada da herhangi
bir terslik yoktur.
Biraz daha geriye gidelim Yabancı
Sermayenin ülkemize giriş koşulları ve Yabancıların ülkemizde şirket kurabilme
esasları ve düzenlemelerine bakalım, sonuçta gelmelerinin ve şirketleşmelerinin
önünde herhangi bir engel olmadığını rahatlıkla görebilirsiniz. Bildiğim kadarı
ile Madencilik şirketleri takip altında değildir. Yani onlar için herhangi bir
kısıtlama söz konusu değildir.
Genel olarak devir eden şirket ve
hissedarları, devir alan şirket ve hissedarları, hangi grup ve hangi madene ait
oldukları ile işletme projesindeki “Pazar” ve ”Pazarlama” konusu hemen hemen
hiç kayda alınmaz, MİGEM de genel olarak bu noktalara dikkat bile edilmez. Bu
noktada da her şey yasaldır.
Sonuçta; bugün gelinen noktaya
baktığımızda ortaya çıkan tablo bizler ve ülkemiz açısından ürpertici
boyuttadır ve her geçen yılda ülkemizin yer altı kaynakları yabancı sermayeli
şirketlerin yani doğrudan yabancıların eline geçmiş ve geriye kalanlarda hızla geçirilmektedir.
Üstelik bu madenleri istedikleri gibi istedikleri yere ve tabii ki istedikleri
fiyata satmalarının önünde en küçük bir yasal engel yoktur.
Bu noktada; tabii ki amaçlanan hedef bu ise ruhsat
devirlerinin gerçekten sıkı bir kontrol ve denetime ihtiyacı vardır, işte
bu sebeple de dediğim gibi sapla samanı birbirine karıştırmamak lazım.
Pek çok ruhsat sahibi (hatta
sektörde isim yapmış olanlar dâhil) ruhsatlı sahalarını, ülkemize
yatırım yapmak isteyen yabancılar için cazip hale getirip(izinleri alınmış,
rezervi bulunmuş vs.) “ iyi fiyat” veren Yabancı
Şirketlere sadece kendi kazançlarını düşünerek devretmektedirler. Bildiğim
kadarı ile halen pek çoğunun hayalide budur.
Tabii ki yerli ruhsat sahiplerinin
bu aç gözlülüklerini fırsat bilen “iyi niyetli” Yabancı sermaye ne yaptı;
ülkemden taşıyıp götürebilecekleri her madeni satın aldı işletti ve ülkesine
taşıdı, taşımaya da devam ediyor. Taşıyamayacaklarını da satın alarak bunlara
da yatırım yapılmasını engelledi. Özellikle Enerji Sektörüne ait yani
taşınamayan kömür ve jeotermal sahalarını hatırlayın. Yıllar önce TKİ
tarafından termik santral yapılması için ihale edilen yüksek rezervli kömür
sahalarını, MTA tarafından ihale edilen jeotermal sahalarını, hatırlayan kaldı
ise hatırlayın, bu sahaları önce yerli sermaye satın aldı, bunlar nerede ise
üzerine bir çivi dahi çakmadan hem de hatırı sayılı rakamlarla Yabancılara devrettiler(Bu
arada da biri çıkıp bu sahalar bu kadar para ediyorsa neden ihale rakamları
düşük kaldı diye hesap sormadı). Bu sahalarda neler oldu veya oluyor veya
olacak bilen varmı. Ben bilmiyorum.
Artık bırakın devirler de “Bakan onayı” aranmasını devirler didik
didik araştırılmalı, sahanın hangi madene ait olduğu, sahaların işletme projeleri, Pazar ve
pazarlama stratejileri, devir eden firma ve devir alan firmanın şirket
hissedarları araştırılmalı, bu şirketlerin hisse satışları ve hatta isim
değişiklikleri bile engellenmelidir.
Yoksa Çarşı Grubunun dediği gibi evdeki
hesap çarşıya uymaz ve biz artık MADENLERİN GERÇEK SAHİBİ YABANCI HALKTIR Sloganını atar dururuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder