Somada yaşanan “facianın” ardından “yandaş”
olmayan hiçbir kesimin görüşü alınmadan yada görüşlerine itibar edilmeden, adeta
sadece “Soma utancının” sorumluluğundan kaçmak için acele ile hazırlanan 6592
sayılı Maden Kanununun nerede ise bir yıldır hazırlanamayan Yönetmeliğinin
yerine yeni bir maden kanunu hazırlama çabalarının olduğu bu günlerde giderek
daha çok duyulmaya başladı.
Bugüne kadar hep çeşitliliği ve
rezervleri hakkında yazıp çizdiğimiz madenlerimiz için nerede ise her beş yılda
bir değiştirdiğimiz maden kanunu ile bir yere varamayacağımız özelliklede kanunu
hazırlayanlar ile kanun yapıcılar tarafından ne zaman anlaşılacak .Sık sık Kanunu
değiştirmenin bizi bir yere taşımadığı , taşıyamayacağı her kesimden yapılan
şikayetlerin halen çözüme kavuşmadığı şikayetlerin halen sürmesinden anlaşılmıyor mu.
Bu nedenle Kanun yapmadan önce
yapmamız gereken şey, 6592 sayılı kanunun kaçınılmaz olarak yeni bir faciaya neden
olmasını beklemek yerine öncelikle; rezerv aramasından, rezerv hesaplamasına, üretiminden,
iş güvenliğine, çevresel boyutlarına, üretim kotasına, zenginleştirme ve/veya işlenmesine,
pazarlamasına, öncelikli olarak ülkemizin kendi hammadde ihtiyaçlarının
karşılanması ve daha sonra ihracat ve uluslararası satış fiyat politikalarının düzenlemelerine
kadar tamamı ile ülkeye hizmet etmesini sağlayacak Ulusal bir maden politikası
belirlemek ve yapılan her düzenlemenin de
bu çerçevede kalmasını sağlamak olmalıdır.
Yeni yönetmeliğin hazırlanmasını ve çıkartılmasını
beceremeyenler üstüne üstlük yeni maden kanunu yapmaya hazırlanıyorlarsa bu
sektörün daha çok işi var demektir. Bu durumda da size söylenebilecek tek söz
ise bu işin fıtratında olan “HAYIRLI İŞLER”dir.