12 Ocak 2016 Salı

ULUSAL MADEN POLİTİKASI



           Somada yaşanan “facianın” ardından “yandaş” olmayan hiçbir kesimin görüşü alınmadan yada görüşlerine itibar edilmeden, adeta sadece “Soma utancının” sorumluluğundan kaçmak için acele ile hazırlanan 6592 sayılı Maden Kanununun nerede ise bir yıldır hazırlanamayan Yönetmeliğinin yerine yeni bir maden kanunu hazırlama çabalarının olduğu bu günlerde giderek daha çok duyulmaya başladı.
             Bugüne kadar hep çeşitliliği ve rezervleri hakkında yazıp çizdiğimiz madenlerimiz için nerede ise her beş yılda bir değiştirdiğimiz maden kanunu ile bir yere varamayacağımız özelliklede kanunu hazırlayanlar ile kanun yapıcılar tarafından ne zaman anlaşılacak .Sık sık Kanunu değiştirmenin bizi bir yere taşımadığı , taşıyamayacağı her kesimden yapılan şikayetlerin halen çözüme kavuşmadığı şikayetlerin halen  sürmesinden anlaşılmıyor mu.
           Bu nedenle Kanun yapmadan önce yapmamız gereken şey, 6592 sayılı kanunun kaçınılmaz olarak yeni bir faciaya neden olmasını beklemek yerine öncelikle; rezerv aramasından, rezerv hesaplamasına, üretiminden, iş güvenliğine, çevresel boyutlarına, üretim kotasına, zenginleştirme ve/veya işlenmesine, pazarlamasına, öncelikli olarak ülkemizin kendi hammadde ihtiyaçlarının karşılanması ve daha sonra ihracat ve uluslararası satış fiyat politikalarının düzenlemelerine kadar tamamı ile ülkeye hizmet etmesini sağlayacak Ulusal bir maden politikası belirlemek ve yapılan her düzenlemenin de  bu çerçevede kalmasını sağlamak  olmalıdır.
         Yeni yönetmeliğin hazırlanmasını ve çıkartılmasını beceremeyenler üstüne üstlük yeni maden kanunu yapmaya hazırlanıyorlarsa bu sektörün daha çok işi var demektir. Bu durumda da size söylenebilecek tek söz ise bu işin fıtratında olan “HAYIRLI İŞLER”dir.